Kocaeli’nin Gölcük ilçesi ve Sakarya’da, 17 Ağustos 1999’da meydana gelen depremde yaşamını yitirenler için tören düzenlendi. Türkiye’nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biri olan felakette, 20 bine yakın insan hayatını kaybetmişti. Gölcük sahilinde yapılan anmada konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, “Aradan geçen 24 yıllık sürede kurumlarımızın böylesine büyük afetlerin yaralarını sarma hususunda çok büyük bir ilerleme kaydettiğini bu yıl hep birlikte gördük” dedi.
17 Ağustos 1999’da saat 03.02’de meydana gelen ve merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan 7,4 büyüklüğündeki deprem, Marmara Bölgesi’nde ve Ankara’dan İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedilmişti.
Türkiye’nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biri olan 17 Ağustos 1999’da meydana gelen depremde, resmi raporlara göre 17 bin 480 kişi öldü, 23 bin 781 kişi de yaralandı. 285 bin 211 ev, 42 bin 902 iş yeri de hasar gördü. 2010 yılında yayımlanan Meclis araştırması raporuna göre ise hayatını kaybedenlerin sayısı 18 bin 373, yaralananların sayısı ise 48 bin 901 kişi olarak belirtildi.
TIKLAYIN | “Elbistan’da arama kurtarma çalışmaları tamamlanmıştır” diyen AKP’li belediye başkanına deprem bölgesinden yanıt: Çalışmalar devam ediyor, kendisi burada yok!
TIKLAYIN | Hatay’da arama kurtarma çalışmalarına katılan madenci: Kazmalarımızın ucu beton kazmaktan büküldü, kırıldı
17 Ağustos’un ardından yaklaşık 16 milyon insan depremden değişik düzeylerde etkilenmişti.
AA’da yer alan habere göre, depremin yıl dönümünde Kocaeli’nin Gölcük ilçesi Kavaklı Mahallesi sahilinde düzenlenen etkinlikte konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, 24 yıl önce yaşanılan acının bir benzerinin 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşandığını belirtti.
“17 Ağustos’la 6 Şubat arasında, devletin performans farkı var”
17 Ağustos ve 6 Şubat depremleri arasındaki en büyük farkın depremlerin ardından devlet kurumlarının ortaya koyduğu performans olduğunu söyleyen Serim, şöyle konuştu:
“Cumhuriyet tarihimizin en yıkıcı deprem felaketinin ardından milli seferberlik icra ettik. Bu süreçte uluslararası toplum bizi yalnız bırakmadı. Depremin ilk gününden itibaren arama kurtarma ekipleri, sağlık personeli, seyyar hastaneler ve acil insani yardım malzemesi göndererek Türkiye’ye yardım elini uzattı. Ülkemizin bu zor günlerinde gösterilen yakın dayanışma ve büyük destek için uluslararası topluma minnettar olduğumuzu söylemek istiyorum. Türkiye olarak tüm doğal afetlerde, salgın hastalıklarda insani ihtiyaçlar söz konusu olduğunda tüm imkanlarımızı seferber ettiğimizi ve bundan sonra da edeceğimizi tekrar ifade etmek istiyorum.
Aradan geçen 24 yıllık sürede kurumlarımızın böylesine büyük afetlerin yaralarını sarma hususunda çok büyük bir ilerleme kaydettiğini bu yıl hep birlikte gördük. Devletimizin gücünü ve imkanlarını deprem bölgesine yürütülen ihya ve inşa faaliyetlerinde somut olarak görmeye devam edeceğiz. Depremden zarar gören illerin yeniden inşasında uluslararası ortaklarımızla çalışmayı sürdüreceğiz.”